Osmanlı Batılılaşması ve Moderleşme
Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi 24
Failed to add items
Add to basket failed.
Add to wishlist failed.
Remove from wishlist failed.
Adding to library failed
Follow podcast failed
Unfollow podcast failed
£0.00 for first 30 days
Buy Now for £2.99
No valid payment method on file.
We are sorry. We are not allowed to sell this product with the selected payment method
-
Narrated by:
-
Mehmet Atay
About this listen
Anadolu'da Medeniyetin Hikayesi serisinin yeni bölümlerinden bildirim yoluyla haberdar olmak için seriyi takip etmeyi lütfen unutmayın.
Osmanlı yönetim, Türk ordularının 18’inci yüzyılda uğradıkları hezimetleri sadece askerlik fen ve sanatındaki geriliğe bağlamışlar, Avrupa’nın silâh, ve savaş gereçlerine, gemi mühendisliğine ve gemiciliğe, yeni istihkâm yöntemlerine, topçuluk ve askeri taktiklere, teknolojiye yönelik alıntı ve temaslar tek tek kültür ögelerinin alınmasıyla sınırlı kalmıştır. Batıdan teknik alıntılar yapılmasında dinen de sakınca görülmemiştir.
Batılılaşma hareketlerinde ikinci aşama, modern matematik ve fiziğin askerlik yoluyla Türkiye’ye girmesiyle başlar. Böylece, Osmanlı kafası, ilk defa Batı ilmi ile sistemli biçimde temasa geçmektedir. Comte de Bonneval (Humbaracı Ahmet Boneval Paşa), Baron de Tott gibi maceraperestlerden sonra, III. Selim’in Nizam-ı Cedid adlı bir ordu kurmaya yardım etmek üzere getirtilen Fransız askeri misyonu önemli katkılarda bulunmuştur. Bu yenileşme hareketleri Nizam-ı Cedid’in lağvedilmesine ve III. Selim’in öldürülmesine rağmen durmamış, II. Mahmut döneminde daha da yoğunlaşmıştır. Tıphane ve Cerrahhane’de yeni tıp yöntemleri, mühendishanelerde matematik ve diğer müspet bilimler, Mekteb-i Harbiye’de askerlik sanatı Avrupa’daki gelişmelerin ışığında öğretilmeye başlanmıştır.
Osmanlı Batılılaşmasının üçüncü aşaması, 1839’da yayınlanan Tanzimat Fermanının açtığı modernleşme çığırıyla başlar. Sayıştay, Danıştay, Yargıtay gibi üst mahkemeler kurulmuş ve başarılı yöneticiler yetiştirmek amacıyla açılan Mülkiye Mektebi başta olmak üzere birçok çağdaş eğitim ve yönetim kurumu oluşturulmuştur. Tanzimat döneminin reformları, imparatorluğun gayrımüslim tebaasına, sanki laik bir hükümet sistemi içindeymişcesine, ticarî, idarî ve hukukî garantilerle liberal bir rejim getiriyordu. Bu reformlar İslâm dünyasındaki ilk anayasalardan biri olan 1876 Osmanlı Anayasası ile doruğa ulaştı.
©2015 Fikret Nesip Üçcan (P)2023 Sesle Kitap